“Koçluk bir meslek değil, bir yaşam biçimidir”
Mikhail Saidov
MCP – Meta Cognitive Programming coaching
- MCP, her bir modaliteden etkili faktörleri kullanarak, bunların etkinliğinin ampirik ve bilimsel olarak kanıtlandığı durumda bir koçluk tarzıdır (bütünleştirici bir yaklaşım).
- MCP, duygular, düşünceler, davranışlar ve çocukluk dönemindeki programlarla çalışır.
- MCP, ruhsal öğretimlere dikkate alır.
- MCP, beceriler üzerinden öğretilir. Teorinin her zaman pratik bir uygulaması vardır.
- MCP, sözlerine körü körüne inanmayı önermez. Her bir sözümüzü ampirik yöntemlerle doğrulamayı öneriyoruz.

Bebek, doğal reflekslerini kullanarak hayatta kalmaya çalışır. Bu yaşta bebek, neden-sonuç ilişkilerini keşfeder, dünyayı tanımaya başlar ve bu dünya hakkında temel varsayımlar geliştirir. Bu dönem genellikle iki yaşına kadar sürer ve bilinç yapısının oluşum aşamasını
temsil eder.
Çocuk, dünyayı öznel bir şekilde deneyimlemeye başlar; onunla ilgili duygular ve düşünceler geliştirir. Çocuk, kendini, yakınlarını ve dünyayı görmeye başlar. Bu aşamada aile içindeki ilişkilerle ilgili neden-sonuç bağlantıları oluşur ve kendisi ile dünya arasında bir ayrım yapılır.
Genç, sosyal tepkiler ve grupta kabul görmek ile grup hiyerarşisinde yer bulmak için davranış stratejileri olarak maske edinir.
Otonom yetişkin, kişisel etkisine güvenmeye başlar ve kendi mantıklı düşünmesini kullanır. Bu aşamanın özelliği, yetişkinin içine yerleştirilmiş programları yaşamasıdır; bu da bu yaklaşımı koşullu olarak kişisel bir seçim haline getirir (kariyer, aile, yüksek öğrenim, mülkiyet, zaman, kararlar).
Bilge yetişkin (DSZ) kendi programlarını görür ve düşünceleri, duyguları ve davranışları ile olan ilişkisi için sorumluluk alır. Kendisini, kendi yeni benlik tasavvuruna göre yeniden yazmaya başlar. Bu aşama, insan deneyimine (psikoloji, siyaset, ekonomi) derin bir anlayış ve başkalarını kendi deneyimleriyle yönlendirme yeteneği ile karakterizedir. (Not: Akademimizde sertifikalı koçlar, en azından bu aşamada bulunmaktadır.)
Aydınlanmış yetişkin (Radiant) aynı anda birçok perspektifi tutabilir ve bunların hiçbiriyle özdeşleşmez. Gerçekliği, diğer seviyelerde ulaşılamayan açılardan görür. Dışarıdan insanlar onu yarı tanrı gibi düşünürler. Bu en tehlikeli pozisyondur, çünkü kötü niyetli bir insanın ellerinde, bu durum diğer seviyelerdeki insanlara büyük acılar verebilir. Radiant, mutlu bir çocuk ile bilge bir yetişkin arasındaki ana döngünün tamamlanması gibidir.
Tanrı artık kendisi ile dünya arasında bir sınır görmez. Bu, herkes için ulaşılmaz bir anlayışın ortaya çıktığı tam bir eriyiştir.
Danışanın DURDURULAMAZ SAKİN ZİHİN seviyesine ulaştığımızı nasıl anlıyoruz?
- Danışan, duygusal durumunu iyi bir şekilde düzenler ve anlık duygusal patlamalarda ne yapması gerektiğini bilir. Duygusal dalgalanmaları ya da ani duygusal çıkışları yoktur.
- Danışan, özüne güvenir ve nereye gideceğini, ne yapması gerektiğini bilir.
- Danışan, kendi programlarını görür ve bunlara yapıcı ve olgun bir şekilde karşılık verir.
- Danışan, kendisine ve başkalarına nazik bir şekilde yaklaşır. Kendisiyle ve başkalarıyla yumuşak ve net bir şekilde iletişim kurar.
- Danışan, sağlıklı ilişkiler kurar ve bu ilişkilerde kendine güvenli ve iddialı bir şekilde hareket eder.
- Danışan, hayatında ciddiyet ve oyunu iyi bir dengeyle harmanlar.
- Kriz anlarında danışan, sakin, dengeli ve net bir şekilde davranır.
- Danışan, kolay ve nazik bir şekilde hareket eder. İçten ve dürüst, cesur ve kararlı bir şekilde davranır.
- Danışan, kendisini tamamen kabul eder ve başkalarını kendi çıkarına zorlamaz.
Danışan, hayatını aktif bir şekilde yeniden yazmaktadır.



Diğer Temel Modalitelerden Farklılıkları
- Bazı kavramları şematik terapi ile paylaşmaktayız (Young ve diğerleri, 2003). Örneğin, temel ihtiyaçlara dayanarak, şemaları metakognitif programlar olarak adlandırıyoruz, modları ve başa çıkma yöntemlerini ise tepkiler olarak görüyoruz.
- Kognitif Davranış Terapisi (KDT) ile davranış zincirinin analizi ve düşüncelerle çalışma için Sokratik teknikleri paylaşıyoruz. Bizimle KDT arasındaki temel fark, şematik terapi gibi, düşüncelerin kaynağına, yani arkasındaki programlara odaklanmamızdır; yalnızca düşüncelere değil. Negatif düşüncelerin kaynağına bağımlılığı ortadan kaldırıyoruz; çünkü çoğu negatif inanç, kişinin kimliğinden ayrılmaz, yani onları “söküp atmak” mümkün değildir.
- Psikodinamik terapiyle, başa çıkma mekanizmalarını ve savunma mekanizmalarını paylaşıyoruz (bunları tepkiler olarak adlandırıyoruz). Diğer konularda, bilişsel teorilerle psikodinamik teorilerden daha fazla benzerlik gösteriyoruz.
- Duygu Odaklı Terapi (EFT) ile bütünlüklü deneyim üzerine odaklanma ve duyguların süzülmesi ve yaşanması gerekliliği konusunda benzerlik gösteriyoruz.
- Psikoterapiden genel olarak temel fark, çalışan müşterilerle çalışmamız ve öğretimde çok fazla uygulama ve doğrudan öneriler sunmamızdır. Koçun temel görevi, becerileri aktarmak ve müşteriyi tolere edilebilir bir hayattan (“0”) daha iyi bir hayata (“+1”) götürmektir. Terapinin amacı ise dayanılmaz bir durumdan (‘’-1’’) sıfır noktasına (‘’0’’) getirip oraya taşımaktır.
